GÜZEL, RUHU TEMİZ, GECMİŞİNE VE TARİHİNE BAĞLI BIR DERSİM İCIN.
HERKESE BASARILAR
ORDU-SİYASET İLİŞKİLERİ VE DERSİM SORUNU (3)
Dersim Forum Mehmet Yıldız
4. Büyükanıt dönemi ve Dersim
Org. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı’na getirilmesi AKP’nin tüm reformcu enerjisinin bittiğini ve bu parti bakımından ordu ile uzlaşmaya gitmenin ve T. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına getirilmesinin en önemli öncelikler haline geldiğini gösterir. Keza AB üyeliğinin artık suya düştüğü söylenebilir. Şu sıralar bu konuda ne Türk ne de Avrupa cephesinde büyük bir istek vardır. Türkler klasik siyasi modellerine dönme eğilimlerini gösteriyorlarken, Avrupa cephesinde de tam bir ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik söz konusudur. Öyle gözüküyor ki AB demokrasi ihraç etmeye çalışmaktan ziyade, bir Hırıstıyan klubü olarak kalma niyetindedir.
Politikada klasik Türk modeline dönülmesi, diğer şeylerin yanı sıra, cinayet ve işkence örgütlerine merkezi olarak verilen “terörürün dozajını düşürün” şeklindeki talimatın geri çekilmesi anlamına gelir. Hukuk devleti istemeyen bir halk hukuk devleti sahibi olamaz. Türk halkı hiçbir zaman hukuk devleti istemedi. Devlet terörü AB denetimleri ve zorlamaları sonucu azaldı. AB’nin yaptırım gücünün kalmadığı bir Türkiye, devlet terörünü sınırlayan bir baskı mekanizmasının kalmadığı bir Türkiye’dir. Demokratik bilinç olmayınca, keyfi olarak arttırılan devlet terörüne karşı herhangi bir itiraz da yükselmez.Generallerin “düşman kuvvet” olarak kullanabilecekleri figüranlar olmadan planlarını uygulamaları çok zor gözükmektedir. “Düşman kuvvetlerin varlığı” generallerin klasik Türk modeline dönmenin zorunluluğunu ispatlamakta kullandıkları en güçlü argümandır.“Düşman kuvvetler”in en rahat boy gösterdikleri bölge her zaman Dersim bölgesidir. PKK’nın varlığının yanı sıra, başka hiçbir ilde ciddi bir problem teşkil etmeyen irili-ufaklı “radikal sol gruplar”ın Dersim’e doluşmaları, generallerin Dersim’e yönelik planlarını kolaylaştırmaktadır. Diğer illerde bildiri dağıtma kudretine bile sahip olamayan, daha doğrusu her bildiri dağıtma girişiminde linç edilmekten Türk polisine sığınmak süretiyle kurtulabilen “devrimciler” Dersim’de gerilla birliklerine sahip olduklarını ilan ediyorlar. Türk toplumu bakımından hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan ve hiç ciddiye alınmayan bu gruplar Dersimliler bakımından çok ciddi bir tehlike oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla generaller bunların varlığını bahane ederek önümüzdeki günlerde Dersim’e yönelik saldırılarını arttıracaklardır. Bunu görmek için kahin olmak gerekmiyor.
Çok yönlü bir biçimde kuşatılmış Dersim toplumunun direnme gücü bir hayli zayıflamıştır. Dersim şiddete tapan her türlü irrasyonel aktörün eğitim ve manevra alanıdır. Dersim’de ali kıran baş kesen çoktur.
5. Dersim etnik kimliğine özgürlük istemek sağı ve solu birlikte rahatsız ediyor
Dersim daha baştan itibaren devrimcilerin bire bin veren bereketli toprağıdır.Dersimliler Türk devriminin proletaryasını oluşturdular. 1960’lı yılların sonunda yapılan devrimci tahlillerde Dersim en verimli çalışma sahası olarak görüldü. Soykırıma uğramış Dersim’in proletarya diktatörlüğünü çok kolay benimseyeceği ileri sürüldü. Dersimlilerde adeta proletarya diktatörlüğü yanlısı olmayı sağlayan genetik bir yapı vardı.
Bulabildikleri ilkel tüfekleri alarak Dersim’e gelen “devrimciler”i Dersim köylüleri acıdıkları için evlerine aldılar ve ekmek verdiler. Bunu yaparlarken devrimcileri çok çocuk bulduklarını hiç gizlemediler. Ancak bu çocukların düşüncelerini tartıştılar ve inanç sistemlerini merak ettiler. O sıralar komünizm Türk ve Kürt toplumları bakımından bir tabu idi.
Dersim’in toleransı, hümanizmi ve demokratizmi devrimci analizlerin doğruluğunu gösteren somut bir kanıt olarak görüldü. Dersim’in devrimci ünü inanılmaz bir hızla her tarafa yayıldı. Bu ün bir beklenti patronu oluşturdu. Dersimliler gittikleri her yerde tereddütsüz olarak “devrimci” görüldüler. Dersimliler hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemiyorlardı. Böylece devrimcilik Dersimlilerin kaderi oldu.
PKK Dersimlilerin devrimciliğini Kemalist ve değersiz buldu. PKK Kürtçülüğünün yaygınlaşmasıyla Dersim’in eski tip devrimciliği hızla değerini yitirdi. PKK’lı olmaya karar veren Dersimliler Dersimli devrimcilerin ne kadar gevşek, Kürtlükten uzaklaşmış ve Kemalist olduklarını Güneyli hewallerine bildirdiler. PKK yayınlarında en çok aşağılanan etnik grup Dersimliler oldu. Dersim halkı aşağılandıkca A.H. Kaytan’ın ve diğer birkaç Dersimlinin yıldızı parladı.
TSK ve PKK arasındaki çatışmalar vesile edilerek Dersim köyleri yok edildi. Dersim bugün dili, köyü, üretimi ve doğal toplumsal yapısı olmayan bir çadır kentidir. Dersim politik kriminaller tarafından esir alınmış ve yağmalanmıştır.
Bu zulmü protesto etme hakkımız bile yoktur. Herkes bizi kendi malı olarak görüyor. Onun için etnik bir grup olarak özgürlük talep etmemizi kendilerine karşı ortaya konulan bir ittiatsızlık ve saygısızlık olarak görüyorlar.Dersim solculuğunu bir çeşit “gullibility” olarak algılayanlar, bizim doğmatik ve cahil solculuğa yönelik eleştirilerimizden çok rahatsız oluyorlar. Eski tip Dersim solculuğu biterse Devrimci çalışmanın çok verimsiz hale gelmesinden korkuyorlar. Halbuki devrimde asıl yükü Türk işçi ve köylüleri çekmelidir. Dersim’de, Türk işçi ve köylüsünü bir tarafa bırakın, hiç işçi ve köylü yoktur.
Öte yandan, devrimin önderleri ikide bir değişiyor. Eski önderlerin çoğu tüccar, bakkal veya kahveci oluyorlar. Ama genç “önderler” bizim solculuğa kendimize göre bir anlam vermemize bozuluyorlar. Bizi zaman zaman Stalin’e hakaret etmekle suçluyorlar. Stalin’e hakaret etmekle suçlanan biricik etnik grubuz.
Dersim kültürü hümanist ve rasyonalisttir. Hümanizm ve rasyonalizm medeni dünyada yalnızca neo-nazilerin saldırısına uğrayabilir. Oysa bize saldırmayan kalmadı. Etnik kimliğimizi, hümanizm ve rasyonalizmi savunuyoruz diye sağın ve solun siddet dolu verbal saldırılarına maruz kalıyoruz: “Siz dünyanın en seçkin kabilesi misiniz?” “En güzel kültür sizin kültür mü?” “Doğruyu bir tek siz mi biliyorsunuz?” “Sizin hiç olumsuz yönleriniz yok mu?” “Neden sola düşmanlık yapıyorsunuz?” “Neden Kürt düşmanlığı yapıyorsunuz?”
Şahsımızda hümanizm ve rasyonalizm sağın ve solun ortak saldırısına uğruyor. Kriminal olmayan bir politika anlayışına sahip olmamız herkesi rahatsız ediyor. Kriminalleri desteklemediğimizi ilan etmemiz hakaret sayılıyor.
6. Dersim mücadelesi uluslararası hukuk çerçevesinde verilmelidirDersim etnik-kültürel kimliğine özgürlük talep ediyoruz. Dersim etnik-kültürel kimliğinin resmen tanınmasını isiyoruz. Zazaca’nın Dersim’de eğitim dili olmasını talep ediyoruz.
Bu mücadeleyi uluslararası hukuk kuralları içinde vereceğiz. Politik mücadele bizim için kriminal bir aktivite değildir. Şiddet kullanmayı, suç işlemeyi ve ahlaksızca davranmayı reddediyoruz. SON
Ce: ORDU-SİYASET İLİŞKİLERİ VE DERSİM SORUNU (3) Engin Polat 06.9.2006 14:47 (0)
Dersim Forum