DERSIM MAMIKIYE

GÜZEL, RUHU TEMİZ, GECMİŞİNE VE TARİHİNE BAĞLI BIR DERSİM İCIN. HERKESE BASARILAR

Monday, January 08, 2007

 

DERSİM, TÜRKÇÜLÜK, KÜRTÇÜLÜK VE İSLAM

MEHMET YILDIZ

Dersim’in otantik kimliğini savunma ve Dersim’e tarih boyunca sürekli bir biçimde düşmanlık yapmış olan politik ve dini akımları reddetme hakkımız vardır. “Anti-Dersim akımlara karşı çıkma hakkı”nı talep etmek mantıksızdır. Kimseden icazet almak zorunda değiliz. Hiçbir otorite tanımıyoruz. Kimseden bir ricada bulunmuyoruz. “Arz ederim” ile biten bir dilekçe yazmayı aşağılayıcı buluyoruz. Biz dağlıyız, özgürüz ve çok gururluyuz.
Değerlerimizi savunurken batılıların “political correctness” dedikleri hesapçılığa dayanan bir dil kullanmayı da reddediyoruz. Herkesin aklıyla düşündüğü doğrudur. Kimse ırkı, kanı veya diniyle düşünmez. Ancak Müslüman ülkelerde din aklı eziyor. Güruh zalimdir. Medeniyete katkıları yoktur. Kutsal tekstleri baştan sona zalimliklerle doludur. İslam merhametsiz ve vicdansız erkeklerin dinidir. Kadınlar bu dünyada değil, burkaların içinde yaşıyorlar. Müslümanları aklı selime çağırmak için “political correctness”i kesin bir biçimde terk etmek gerekiyor.
Nitekim bu nedenle yazılarımda diğer etnik, ulusal, kültürel veya dini grupları ya hiç, ya da minimal düzeyde rahatsız eden bir dil kullanmayı hiçbir zaman bir öncelik haline getirmedim. Bendeniz Dersim’in ağası da değilim. Birey olarak etnik kimliğimi savunmaya çalışıyorum. Benden çok farklı düşünen Dersimliler de vardır. Kimin fikirlerinin çoğunluğun eğilimini temsil ettiğini ortaya koyan bir ölçüm mekanizmamız da yoktur. Yani fikirlerime katılmamakla Dersim’i reddetmiş olmuyorsunuz.
Popüler olmayı veya seçimlere katılmayı da düşünmüyorum. Türkler, Kürtler ve Müslümanlarla anlaşmanın bir yolunu aramaktansa onlara “political correctness”i dikkate almayan bir tarzda kendi gerçeklerini söylemek gerekir. Çünkü bu grupların en ilerici üyeleri bile aslında çok müstebit insanlardır.
Bunların düşmanlığından korkmayınız. Kadınlarını ve kızlarını köle edinmiş insanlarla dostluk kurmak neye yarar? Kutsal kitabı kan ve irin damlayan insanlarla dostluk ne kadar sağlam olur? Hadisler peygamberlerinin buyruğuyla develerini çalan insanlara yapılan korkunç işkenceleri ve param parça edilerek öldürülmeleri içeriyor. Bu milletlerden uzak durunuz. Dersim ya kendi başına otantik kimliği ile var olur, ya da yok olur.
Müslümanın Dersim dostu olması için çok mesafe kaydetmesi gerekiyor. Kendisi için insan olmayan sırf Dersim’e dost olmak için medenileşir mi? Biz tanrının seçilmiş kabilesi miyiz? Biz medeni dünyanın yalnızca bir parçasıyız. Onun üstünde değiliz. Avrupa’nın sunduğu sayısız avantajlar bile Türkleri ve Kürtleri yumuşatmaya yetmedi. Bizde Türklere ve Kürtlere verilecek ne var? Bizim insani ve demokratik mülahazalarımızın bu kavimlerin nezdinde herhangi bir kıymeti harbiyesi yoktur. Dolayısıyla safdillik bir çözüm değildir.
Birkaç gün önce “Hürriyet” gazetesinde ayağı bağlı olduğu halde kaçmaya çalışan bir devenin sokak ortasında “sevaba girmek” isteyen bir Müslüman tarafından göğsünden bıçaklanırken çekilen resmini gördüm. Bunun üzerine “Develer, Müslümanlar ve İnsanlar” başlıklı bir makale yazdım. Bu makale nedeniyle Türkçüler, Kürtçüler ve Sunni Zazalar adına bana hakaret edildi. Halbuki ben bu grupların hiçbirini o makalede özel olarak hedeflemedim. Bu grupları özel olarak anmadım bile. Demek ki çağdaş kimlikleri ne olursa olsun bu insanlar sonuçta yalnızca “Muhammedan” bir kimlik taşıyorlar. Müslüman toplumların en “ilerici” fertleri bile çoğunlukla çok müstebit insanlardır. “Dersim farklıdır ve öyle kalmalıdır”.





<< Home

Archives

September 2006   October 2006   November 2006   December 2006   January 2007   February 2007   March 2007   April 2007   May 2007  

This page is powered by Blogger. Isn't yours?